Biliyorum, "Biz bu ilden gider olduk,kalanlara selam olsun" demişti....Yine biliyorum, "Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun." demişti.Ve sevgili'ye gittiği o geceden sonra adının dilden dile, aşkının gönülden gönüle dolaştığını da biliyorum...Şimdilerde ona kimisi Aşık Yunus,kimisi Biçare Yunus diyor ya desinler.Yahut Yunus Dedem,Tabduk Yunus,Miskin Yunus...Derviş Yunus...Varsın onu da desinler.
İskender Pala'nın okuduğum ilk romanı.Anlatımı çok güzel,sürükleyici,okuru çok güzel yakalıyor.Gelelim "OD" kitabına.Bence kitap gerçekten çok can alıcı,tek solukta okudum diyebilirim. Okudukça daimi bir merak,acaba Yunus Emre şimdi neyle karşılaşacak diyerek heyecanınızı daima canlı tutarak ilerliyorsunuz yanan bir DERVİŞİN hayatında kaybolup gidiyor insan..Kitap anlatımlarına Molla Kasımla başlıyor daha sonra Yunus Emre,Samuel(Yunus Emre'nin küçük oğlu ismail)anlatımlarıyla devam ediyor kitap.
Yar yüreğim yar/Gör ki neler var/Bu halk içinde/Bize güler var/Ko gülen gülsün/Dost bizim olsun
Öyle güzel ilerliyor ki kimi zaman Sitare,kimi zaman yanan Derviş olmak istiyor insan.Merak
ediyorum insan kendisiyle nefsiyle bu kadar muntazam nasıl başa çıkabilir. Mevlana'nın Çelebi Faruk'un kulağına manevi alemde gittiğim her yerde Yunusun ayak izine rastladım demesi Yunus Emre'nin kendini sadece dergaha odun taşıyan biri olarak görüp nefsine yenik düşmesi ve nefsiyle başlayan savaşı.Dergahtan ayrılıp yaptığı hatayı dağda konaklarken fark etmesi.Pişmanlığı Tabduk Sultanının kapısına tekrar gidip geri çevrilmesi ama asla pes etmeyip yoluna devam etmesi.Çocuğunun hasretiyle yanan ciğeri.Nefsiyle olan daimi mücadelesi...
Kısacası bir DERVİŞ YUNUS anlatımı..
'' Ete Kemiğe Büründüm,Yunus Diye Göründüm ''
0 yorum :
Yorum Gönder